Merhaba,
Biliyorsunuz Gençlik Gıda Hareketi herkese açık bir grup. Biz, Slow Food Fikir Sahibi Damaklar konviviyum üyeliği olan ve bu şekilde Gençlik Gıda Hareketi’nin parçası olan üç genç Ayşenur Arslanoğlu, Burcu Gezeroğlu ve ben Biriçim Özhuy, Türkiye’nin ilk presidium çalışmasını yapmak için bir süre önce masa başına oturmuştuk. Uzun süredir grup içerisinde konuşuyor olduğumuz insanın evcilleştirdiği ilk tahıl olan buğdayı konu etmeye karar verdik. Özellikle GDO’ları sıkça tartıştığımız bu dönemde, atalık tohumlarımızın önemini tekrar hatırlayarak, toprağımızın bereketine bir kez daha hayran kalarak hazırladık çalışmamızı.
İlk olarak Slow Food Hareketi’nin yaşgünü olan Terra Madre 2011 etkinliğimizde “Buğdayın Tarihi, Bizim Tarihimizdir” telaffuz ettik hatta. Çalışırken antik buğday türlerine dair birçok şey öğrendik. Bu antik türlerden kültüre alınmış günümüz buğdayının atası olan Einkorn yani Siyezi tanıdık. Buğdayın Anadolu topraklarından Avrupa’ya geçişini okuduk. Şu ana kadar yapılan arkeolojik kazılarda siyez buğday türü tarımının tam 12500 yıl önce başladığı toprakların bizim topraklarımız olduğunu öğrendik.
Bu buğdayı günümüzde hala geleneksel yöntemlerle bulgura işleyen insanların varlığını, Kastamonu ve köylerindeki (İhsangazi, Seydiler ve Devrekani) siyez bulgur üreticilerini farkettik. Saygı duyduk. Kastamonu’lu siyez bulguru üreticisi Mustafa Afacan’la iletişime geçip, beraber yol aldık. İtalya merkezin belirlediği presidium kriterlerini çalıştık ve bu kriterlere her şekliyle uyan “Siyez – İhsangazi Bulguru” için Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı Başkanı Piero Sardo’ya ve Türkiye masa sorumlumuz Michele Rumiz’e sunmak üzere bir dosya hazırladık.
Gönül rahatlığıyla sunduk siyez’i onlara.. Antik tür oluşu, başaklarının farklı boyları, genetik yapısı, besin değerleri bakımından zenginliği, makinayla işlenemiyor oluşu ve geleneksel yöntemlerle bulgura işlenişi her bir niteliği presidium adayı olarak onay aldı Bay Sardo’dan ve önümüzdeki aylarda bölgeye gezi düzenleyeceğini ifade etti.
Biz geçen hafta Kastamonu’daydık. Mustafa Bey’in sayesinde bütün yerel idari birimlere anlattık Slow Food Hareketini, presidium projesini ve siyez için yaptığımız ön çalışmayı. Artık projenin asıl sahipleri, onu devam ettirecek olan Mustafa Bey ve diğer paydaşlar bizden devralmak için bekliyorlar. Biz bu süreçte onlarla beraber hareket etmekten ve gerektiğinde destek vermekten keyif duyacağız.
Merak edenler için presidio projesi hakkında biraz bilgi paylaşıyorum. Daha detaylı öğrenmek isteyenler Slow Food ana sayfasına bakabilirler.
PRESIDIO HAKKINDA..
Presidio nedir?
Presidio, Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı tarafından desteklenen, küçük üreticileri ve kaliteli artizan ürünleri korumak için doğmuş Slow Food projesidir. Amacı üreticileri organize etmek, yeni pazar fırsatları yaratmak, lezzetlere değerlerini vererek yerel üreticilerin geleceğini korumaktır.
Presidio projesi nasıl doğdu?
Presidio projesi 1999 yılında İtalya’da Arca del Gusto’nun operatif birimi olarak kuruldu. Arca o ana kadar kaybolma riski taşıyan yüzlerce ürünün envanterini çıkarmıştı.
Presidio’lar SlowFood’un bir sonraki somut adımı oldu. Bu adımla SlowFood üretim alanlarını ve üreticileri şahsen tanımış, onların ürünlerini ve bilgilerini insanlara ulaştırmaya başlamış oldu.
Arca del Gusto ve Presidio arasındaki ilişki nedir?
Arca del Gusto çeşitli eksperlerin çalışmaları sayesinde oluşturulmuş, bir kaybolma riski taşıyan tarımsal gıda ürünleri kataloğudur.
1996 yılında İtalya’da doğan Arca, Presidio projesinin fikir babası konumundadır. Genellikle Arca ürünleri arasına girmek presidio olmaya ilk adım sayılsa da bu bir kural değildir. Hatta bazı örneklerde tam zıttı bir yol da gerçekleşmiştir.
Bu 2 proje arasında başta Slow Food’un katkısı olmak üzere temel bazı farklar bulunmaktadır.
Arca projesinde merkezde ürün yer alır ve Slow Food kendisini sadece ürünün tespiti ve tasvirini yapmakla sınırlar.
Presidio’lar da ise objektif üreticinin üstünde döner. Bu sabit destek ve koordinasyon isteyen ve de cok daha yoğun çalışma gerektiren bir süreçtir.
Bir presidio’nun aday gösterilme süreci nasıl işler?
Yeni bir Presidio adayı gostermek isteyen kişi aşağıdakileri Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı’na yollamalıdır.
a)Eksiksiz olarak doldurulmuş adaylık formu (Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı sitesinden indirilebilir: http://www.slowfoodfoundation.com/welcome_eng.lasso )
b) Ürünün tarihi, üretim tekniği ve üretimin şu anki durumu (bu Presidio seçilmesinde belirleyici biröğe olabilir) gibi ek bilgiler.
c) Tadım için ürüne ait örnek (mümkünse çok sayıda üreticiden)
Bir ürün nasıl belirlenir ve değerlendirilir?
Slow Food Bioçeşitlilik Vakfı bir ürünü presidio adayı olarak belirlerken 2 temel yönünü dikkate alır.
a) Aday ürünün üretildiği bölgedeki gastronomi kültüründeki rolü ve yerel kimliğe olan bağlılığı ile sınırları belirlenmiş bir alanda belli coğrafi, kültürel, çevresel ve iklimsel karakterler içerisinde üretilip üretilmediği.
Jeopolitik karakterlerle gastronomik kültür ülkeden ülkeye değişeceğinden dolayı bu değerlendirmelerde belirleyici kararı mümkün olan yerlerde yerel eksperlerden oluşan bir ekip verecektir.
b) Ürünün sosyal, çevresel ve lezzetsel kalitesi
Başlangıç şartları nasıl değerlendirilir?
Bir ürünün Arca listesine girmesi ülkesel komisyonlar tarafından süratle kararlaştırılabilirken; Presidio’lar için Presidio ofisi (vakıf temsilcileri, yerel eksperler ve var olduğu durumlarda ulusal Slow Food ofisinin temsilcilerinden oluşur) detaylı bir çalışma yapmaktadır. Üreticinin uygunluğu ve katkısı ile ürünün taşınabilirliği ve satılabilirliği başta gelen kriterlerdir ve sadece üretim yerinde yapılacak bir araştırmayla anlaşılabilirler.